6 Eylül 2013 Cuma

TC İNKILAP TARİHİ DERS NOTLARI


                                   ATATÜRK'ÜN HAYATI'NA GENEL BİR BAKIŞ 

Kurtuluş Savaşı’mızın önderi ve Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk, 1881 yılında Selânik’te Kocakasım Mahallesi, Islâhhâne Caddesi’ndeki üç katlı pembe bir evde doğdu. Babası Selanik ilkokulu öğretmenlerinden Kırmızı Hafız sanıyla anılan Ahmet Efendi’nin oğlu Ali Rıza Efendi, annesi Sarıgüllü Hacı Sofu ailesinden Feyzullah Efendi’nin kızı Zübeyde Hanım’dır.
Ali Rıza Efendi Selanik Evkaf katipliğinde ve gümrük memurluğunda bulunmuş, 1871 yılında Zübeyde Hanım’la evlenmiştir. 1876’da Selanik Asâkir-i Milliye taburunda birinci mülazım olarak görev alan Ali Rıza Efendi daha sonra kerestecilik ile uğraşarak serbest ticaret yapmıştır. Atatürk’ün beş kardeşinden dördü küçük yaşlarda ölmüş, sadece Makbule Hanım (Atadan) 1956 yılına kadar yaşamıştır.
Atatürk’ün Okul Yılları
Mustafa öğrenim çağı geldiğinde anne ve babası arasında görüş ayrılığı belirdi. Zübeyde Hanım, oğlunun geleneklere uygun bir törenle mahalle mektebine verilmesinden yanaydı. Ali Rıza Efendi ise yeni yöntemlerle eğitim yapan Şemsi Efendi Okulu’na gitmesini istiyordu. Ali Rıza Efendi Zübeyde Hanım’ında isteğini dikkate alarak Mustafa’yı ilk önce mahalle mektebine ardından da Şemsi Efendi Okulu’na gönderdi. Mustafa, 1888 yılında babasını kaybedince bir süre öğrenimine ara verdi.
Bu olay üzerine büyük sorunlarla karşı karşıya kalan Zübeyde Hanım, çocuklarını yanına alarak Selanik yakınlarında Langaza’daki Rabla Çiftliğinde çalışan ağabeyinin yanına gitti. Zübeyde Hanım, daha sonra Mustafa’yı okulsuz bırakmamak için çocuklarıyla birlikte Selanik’te bulunan kız kardeşinin yanına döndü. Selanik’e dönüp okulunu bitiren Mustafa, Selânik Mülkiye Rüştiyesi’ne kaydoldu. Annesinden gizli Askeri Rüştiye sınavlarını kazanarak 1893’te Selanik Askeri Rüştiyesi’ne yazıldı. Bu okuldaki matematik öğretmeni Yüzbaşı Mustafa Efendi tarafından adına “Kemal” ilave edildi.
Rüştiye’yi bitirdikten sonra Manastır Askeri İdadisi’ne girdi (1895). Mustafa Kemal’in fikir hayatının oluşmasında ve gelişmesinde Manastır Askeri İdadisi’nde okuduğu dönem oldukça etkili oldu. Manastır Askeri İdadisi’ni başarı ile bitirdikten sonra 1899’da İstanbul Harp Okulu’nun piyade sınıfına yazıldı. 1902 yılında Harp Okulu’nu, 1905 yılında da Harp Akademisi’ni bitiren Mustafa Kemal, Kurmay yüzbaşı olarak Osmanlı Ordusu’na katıldı.
Atatürk’ün Askerlik Yılları
İlk görev yeri 11 Ocak 1905’te atandığı merkezi Şam’da bulunan 5. Ordu idi. 1907’de Kolağası (Kıdemli Yüzbaşı) oldu. Manastır’a 3. Ordu’ya atandı. 19 Nisan 1909’da İstanbul’a giren Hareket Ordusu’nda Kurmay Başkanı olarak görev aldı. 1910 yılında Fransa’ya gönderildi. Picardie Manevraları’na katıldı. 1911 yılında İstanbul’da Genel Kurmay Başkanlığı emrinde çalışmaya başladı.
İlk katıldığı savaş 1911 yılındaki Trablusgarp Savaşı olmuştur. 6 Mart 1912’de Derne Komutanlığına getirildi. Derne ve Tobruk’ta İtalyanlara karşı kazandığı başarılar, onun askerlik yeteneğinin ilk kanıtıdır. Ekim 1912’de Balkan Savaşı başlayınca İstanbul’a çağırıldı. Mustafa Kemal, I. Balkan Savaşı sırasında Çanakkale ve Gelibolu’nun savunulması için kurulan Akdeniz Boğazı Birleşik Kuvvetler Harekat Şubesi Komutanlığı’na atandı (25 Kasım 1912). II. Balkan Savaşı’nda Bolayır’da hazırladığı birliklerle Edirne’nin geri alınmasında görev aldı.
27 Ekim 1913’te Sofya’da, Balkan ülkeleri Askeri Ateşemiliterliğine atandı. Bu görevde iken 1914 yılında yarbaylığa yükseldi. Ateşemiliterlik görevi Ocak 1915’te sona erdi.
1914 yılında başlayan I. Dünya Savaşı’nda  düşmana ağır kayıplar verdirten Mustafa Kemal, 18 Mart 1915’te Çanakkale’deki büyük destanı, emrindeki askerler ile birlikte yazarak, düşmana “Çanakkale geçilmez” dedirtmiştir. Mustafa Kemal askerlerine “Ben size taarruzu emretmiyorum, ölmeyi emrediyorum!” diyerek savaşın kaderini değiştirmiştir.
Mustafa Kemal, Çanakkale Savaşları’ndan sonra 1916’da Edirne ve Diyarbakır’da görev aldı. 1 Nisan 1916’da tümgeneralliğe yükseldi. Rus kuvvetleriyle savaşarak Muş ve Bitlis’in geri alınmasını sağladı. Şam ve Halep’teki kısa süreli görevlerinden sonra 1917’de İstanbul’a geldi. Veliaht Vahidettin Efendi’yle Almanya’ya giderek cephede incelemelerde bulundu. Bu seyahatten sonra rahatsızlandı. Viyana ve Karsbad’a giderek tedavi oldu. 15 Ağustos 1918’de Halep’e 7.Ordu Komutanı olarak döndü. Bu cephede İngiliz kuvvetlerine karşı başarılı savunma savaşları yaptı.
Mondros Mütarekesi’nin imzalanmasından bir gün sonra, 31 Ekim 1918’de Yıldırım Orduları Grubu Komutanlığına getirildi. Bu ordunun kaldırılması üzerine 13 Kasım 1918’de İstanbul’a gelip Harbiye Nezâreti’nde (Bakanlığında) göreve başladı. Mondros Mütarekesi’nden sonra İtilaf Devletleri’nin Osmanlı ordularını işgale başlamaları üzerine; Mustafa Kemal 9. Ordu Müfettişi olarak 19 Mayıs 1919’da Samsun’a çıktı.
Kurtuluş Savaşı ve Cumhuriyet Yılları
22 Haziran 1919 yılında Amasya Genelgesi’ni yayımladı. 23 Temmuz-7 Ağustos 1919 tarihleri arasında Erzurum, 4-11 Eylül 1919 tarihleri arasında da Sivas Kongresi’ni toplayarak vatanın kurtuluşu için takip edilmesi gereken yolun belirlenmesini sağladı.
23 Nisan 1920’de TBMM’nin açılmasının hemen ardından, 24 Nisan 1920’de Meclis ve Hükümet Başkanlığına seçildi.
Mustafa Kemal, 23 Ağustos-12 Eylül 1921 tarihleri arasında yapılan Sakarya Savaşı’nı ve 30 Ağustos 1922’de düşmanın tamamen yurttan atıldığı Büyük Taarruz’u bizzat yöneterek Türk milletinin bağımsızlık mücadelesini kazanmasını sağlamıştır.
Sakarya Zaferinden sonra Türkiye Büyük Millet Meclisi 19 Eylül 1921’de Mustafa Kemal’e Mareşal rütbesi ile Gazi ünvanı verdi. 24 Temmuz 1923’te imzalanan Lozan Antlaşması ile de Kurtuluş Savaşı sona ermiş oldu.
Mustafa Kemal, 13 Ağustos 1923 tarihinde TBMM Başkanlığına tekrar seçildi. 29 Ekim 1923’te Cumhuriyet ilan edildi ve oybirliği ile Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk Cumhurbaşkanı oldu. TBMM, Mustafa Kemal Paşa’yı 1927 ve 1931 yıllarında da Cumhurbaşkanı olarak seçti.
24 Kasım 1934’de Soyadı Kanunu gereği TBMM’nce Mustafa Kemal’e “Atatürk” soyadı verildi. 1935 yılında Meclis, Atatürk’ü dördüncü kez yeniden Cumhurbaşkanı olarak seçti.
Atatürk, yeni kurulmuş olan Türkiye Cumhuriyeti’ni çağdaşlaştırmak adına siyasal, toplumsal, hukuk, ekonomik, eğitim ve kültür alanında birçok devrimler gerçekleştirdi.
Atatürk’ün Özel Yaşamı
1923 yılında Latife Hanım’la evlendi. Bu evlilik 5 Ağustos 1925 tarihine dek sürdü. Afet, Sabiha, Fikriye, Ülkü, Nebile, Rukiye, Zehra adlı kızları ve Mustafa adlı çobanı manevi evlat edindi. İhsan ve Abdurrahim adlı çocukları da himayesi altına alarak yaşayanlarına iyi bir gelecek hazırladı. Mirasından manevi evlatlarına, kız kardeşine, Türk Dil ve Tarih Kurumlarına pay ayırdı. Çiftliklerini Hazine’ye bıraktı.
Atatürk, kitap okumayı, müzik dinlemeyi, yüzmeyi, ata binmeyi ve dans etmeyi çok severdi. Bütün spor dalları ile ilgilenir, güreşe de özel bir ilgi duyardı. Tavla oynamaktan büyük keyif alırdı. Akşam yemeklerine devlet adamlarını, bilim adamlarını, sanatçıları ve önemli kişileri davet ederek devlet meseleleri hakkında sohbet ederdi. Doğayı çok sever, temiz ve düzenli giyinmeye özen gösterirdi. Almanca ve Fransızca biliyordu.
Atatürk’ün Son Yılları
Hastalığının ilk belirtileri 1937 yılında ortaya çıkan Atatürk, 1938 yılı başlarında Yalova’da bulunduğu sırada, ciddi olarak rahatsızlandı. Buradaki tedavi olumlu sonuç vermesine rağmen tamamen iyileşmeden Ankara’ya yaptığı yorucu yolculuk, rahatsızlığının artmasına sebep oldu.
Hastalığı esnasında da kendi sağlığını hiçe sayarak devlet işleri ile devamlı meşgul olan Atatürk, bu tarihlerde Hatay sorunu ile de yakından ilgileniyordu. Hasta olmasına rağmen, Mersin ve Adana’ya geziye çıktı. Askeri birlikleri teftiş ederek tatbikat yaptıran Atatürk oldukça yorgun düştü.
Gerçekleştirmiş olduğu Güney seyahati hastalığının artmasına sebep oldu. 26 Mayıs’ta Ankara’ya döndükten sonra tedavi ve istirahat için İstanbul’a giden Atatürk’e doktorlar tarafından siroz teşhisi kondu. Deniz havası iyi geldiği için, Savarona Yatı’nda bir süre dinlendi. Bu durumda bile ülke sorunlarıyla ilgilenmeye devam etti. İstanbul’a gelen Romanya kralı ile görüştü. Bakanlar Kurulu toplantısına başkanlık etti. 4 Temmuz 1938’de Hatay Antlaşması’nın yürürlüğe girmesi Atatürk’ü çok sevindirip moralini düzeltti.
Temmuz sonlarına kadar Savarona’da kalan Atatürk’ün hastalığı ağırlaşınca Dolmabahçe Sarayı’na nakledildi. O’nun hastalığını duyan Türk Milleti sağlığı ile ilgili haberleri sürekli takip ediyor ve iyileşmesini diliyordu.
Atatürk, 29 Ekim 1938 yılında Türk Ordusu’na yolladığı mesajda, “Türk vatanının ve Türk’lük camiasının şan ve şerefini, dahilî ve harici her türlü tehlikelere karşı korumaktan ibaret olan vazifeni, her an ifaya hazır ve amade olduğuna benim ve büyük ulusumuzun tam bir inan ve itimadımız vardır” diyerek orduya olan itimat ve güvenini tekrar etti.
Atatürk’ün Ölümü
Tüm çabalara rağmen hastalığı giderek artan Atatürk, 10 Kasım 1938’de Dolmabahçe Sarayı’nda, saat dokuzu beş geçe hayata veda etti. 21 Kasım 1938’de Etnoğrafya Müzesi’nde hazırlanan geçici kabre konulan naaşı, 10 Kasım 1953 yılında, yurdun her bir ilinden getirilen vatan toprakları ile hazırlanan ebedi istirahatgahı olacak Anıtkabir’deki mezarına törenle defnedildi.



XX. YÜZYIL BAŞLARINDA OSMANLI İMPARATORLUĞU
Trablusgarp Savaşı
Savaşın Nedenleri
Trablusgarp Savaşı’nın çıkmasında;
  • Sömürgecilik yarışında geç kalan İtalya’nın sanayisi için hammadde ve pazar arayışı
  • Osmanlı Devleti’nin Trablusgarp’ı koruyamayacak durumda olması
  • Coğrafi konumu itibariyle İtalya’ya yakın olan Trablusgarp’ın ticaret yolları üzerinde bulunması ve zengin petrol kaynaklarına sahip olması
gibi nedenler etkili olmuştur.
Osmanlı Devleti, Balkan Savaşlarının başlaması üzerine İtalya ile Ouchy (Uşi) Antlaşması’nı imzaladı (18 Ekim 1912). Bu antlaşma ile Trablusgarp Savaşı sona ermiştir.
Savaşın Sonuçları
  • Osmanlı Devleti, Kuzey Afrika’daki son toprağını da İtalyanlara bırakarak bu kıtadan tamamen çekilmiştir.
  • Rodos ve Oniki Ada’yı ele geçiren İtalya, Ege Denizi’nde etkin bir güç haline gelmiş, Osmanlıların Ege’deki hakimiyeti sarsılmıştır.
  • Osmanlı Devleti, Balkan Savaşlarından mağlup çıktığından İtalya’ya bırakılan adaları geri alacak güce sahip değildi. Bu nedenle İtalya adaları geri vermedi. Oniki Ada, II. Dünya Savaşı’nın sonuna kadar İtalya’da kaldı. Savaşta mağlup olan İtalya, adaları Yunanistan’a bırakmıştır (1947).
Balkan Savaşları
Balkan Savaşlarının Nedenleri
  • Rusya’nın tarihi emellerine ulaşabilmek amacıyla Balkan uluslarını Osmanlı Devleti’ne karşı kışkırtması
  • Balkan uluslarının iyice zayıflayan ve yıkılmakta olan Osmanlı Devleti’nin Balkanlardaki topraklarını ele geçirmek istemeleri
  • Balkanlarda Panislavizm politikası takip eden Rusya’nın milliyetçilik fikirlerinden yararlanarak Balkan uluslarının aralarında uzlaşma sağlaması
  • Osmanlı Devleti’nin Almanya’ya yaklaşmasından rahatsızlık duyan İngiltere’nin Reval Görüşmesi (1908) sonucunda Rusya’yı Osmanlı toprakları, Boğazlar ve Balkan politikasında serbest bırakması
  • Avrupalı büyük devletlerin kendi politikaları doğrultusunda Balkan uluslarını desteklemeleri
  • Osmanlı Devleti’nin politik bölünmüşlük içerisinde bulunması ve askeri birliklerinin bir kısmını terhis etmesi
Birinci Balkan Savaşı
Karadağlıların saldırısıyla I. Balkan Savaşı başlamıştır (8 Ekim 1912). Bu savaş sırasında Bulgaristan, Yunanistan, Sırbistan ve Karadağ devletleri Osmanlı Devleti’ne karşı aralarında ittifak yapmışlardır.
I. Balkan Savaşı’nda;
  • Balkanlardaki Osmanlı ordusunun düzensiz durumda bulunması ve askerlerinin bir kısmının terhis edilmesi
  • Orduda particilik ve ikiliğin çıkmasından dolayısıyla disiplinin bozulması
gibi nedenler, Osmanlı Devleti’nin mağlubiyetine sebep olmuştur.
I. Balkan Savaşı’nın Sonuçları
  • Osmanlı Devleti, Edirne ve Kırklareli dahil Balkan topraklarından çekilmiştir. Midye - Enez hattının doğusundaki topraklar Osmanlı Devleti’nin elinden çıkmıştır.
  • I. Balkan Savaşı sırasında Arnavutluk bağımsızlığını ilan etmiştir. Arnavutluk, Osmanlı Devleti’nden ayrılan son Balkan devletidir (28 Kasım 1912).
  • Londra’da görüşmeler devam ederken İttihat ve Terakki Partisi I. Balkan Savaşı’ndaki yenilgiden dolayı yıpranan Kamil Paşa Hükümeti’ni “Babıali Baskını” ile devirerek iktidarı ele geçirmiştir. (23 Ocak 1913).
  • I. Balkan Savaşı sonunda Bulgaristan Ege Denizi’ne ulaşmıştır.
  • Birinci Balkan Savaşı’ndan sonra Osmanlıcılık fikrinin başarılı olamayacağı görülmüş ve milliyetçilik düşüncesi güçlenmiştir. Balkanlarda Türk azınlığı meselesi ortaya çıkmış, Osmanlı Devleti’nin elinden çıkan Balkan topraklarından birçok Türk ve Müslüman Anadolu’ya göç etmek zorunda kalmıştır. Balkanlarda Türk azınlığı ortaya çıkmıştır.
İkinci Balkan Savaşı
Londra Antlaşması’na göre en fazla toprağı Bulgaristan aldı. Büyük bir Bulgaristan Devleti’nin ortaya çıkması ve topraklarını Ege Denizi’ne kadar genişletmesi, Yunanistan ve Sırbistan’ın tepkisine neden oldu. Sonuç olarak Osmanlı Devleti’nden alınan toprakların paylaşımı konusunda anlaşmazlıklar çıkması Balkan ulusları arasında İkinci Balkan Savaşı’na neden olmuştur.
Bu durumdan faydalanmak isteyen Osmanlı Devleti harekete geçti. Kurmay Yarbay Enver Bey komutasındaki Türk ordusu Londra Antlaşması’nda belirtilen Midye-Enez sınırını geçerek Kırklareli ve Edirne’yi geri almıştır.
Birinci Dünya Savaşı (1914 – 1918)
Savaşın Nedenleri
Savaşın çıkmasında etkili olan genel nedenler; Fransız İhtilali’nin getirdiği ulusçuluk akımı ve Sanayi İnkılabı’nın getirdiği sömürgecilik yarışıdır.
Birinci Dünya Savaşı’nın en önemli nedeni devletler arasındaki ekonomik yarıştır.
Birinci Dünya Savaşı’nın çıkmasında;
  • Almanya ile İngiltere arasındaki hammadde ve pazar rekabeti
  • Fransa’nın Almanya’ya kaptırdığı Alsas – Loren kömür havzasını geri almak istemesi
  • Rusya’nın dünya ticaretinde pay sahibi olmak amacıyla sıcak denizlere ulaşmak ve Balkanlarda otoritesini artırmak için Slav toplulukları kendi idaresi altında birleştirmek istemesi
  • Sömürgecilik yarışına geç katılan İtalya’nın Akdeniz’de etkinliğini artırmak ve yeni sömürgeler elde etmek istemesi
  • Avusturya - Macaristan İmparatorluğu’nun ülkesindeki ulusçuluk hareketlerini engelleyerek birliğini korumaya ve Balkanlarda gücünü artırmaya çalışması
  • Avusturya ile Rusya arasında Balkanlara hakim olma yarışı
  • Almanya’nın Osmanlı topraklarındaki emellerine ulaşma konusunda Rusya’yı engel olarak görmesi
  • Avusturya - Macaristan veliahtının Saraybosna’da bir Sırp tarafından öldürülmesi
gibi özel nedenler etkili olmuştur. Avusturya – Macaristan veliahtının öldürülmesi, Birinci Dünya Savaşı’nı fiilen başlatmıştır.
Osmanlı Devleti’nin Savaşa Girmesi
Osmanlı Devleti’nin savaşa girmesinde;
  • Devlet adamlarının savaşı Almanların kazanacağına inanmaları
  • XIX. yüzyılın sonlarında ve XX. yüzyılın başlarında kaybedilen toprakların geri alınmak istenmesi
  • İttihat ve Terakki Fırkası’nın Alman hayranlığı ve askeri ıslahatlarda Almanya’dan faydalanılması
  • Ege adalarının geri alınmak istenmesi
  • Osmanlı Devleti’nin kapitülasyonlar ve Duyun-u Umumiye borçlarından kurtulmak istemesi
  • Osmanlı Devleti’nin siyasi yalnızlıktan kurtulmak istemesi
  • Osmanlı devlet adamlarının Almanya’nın desteğiyle ülkenin kalkınabileceğine inanmaları
gibi nedenler etkili olmuştur.
Osmanlı Devleti’nin Birinci Dünya Savaşı’na girmesi sonucunda;
  • Yeni cepheler açılmış ve savaş alanı genişlemiştir.
  • İngiltere Kıbrıs’ı topraklarına kattığını açıklamıştır.
  • Osmanlı Devleti birçok cephede birden savaşmak zorunda kalmıştır.
  • Osmanlı toprakları İtilaf Devletleri arasında yapılan gizli antlaşmalarla paylaşılmıştır.
Osmanlı Devleti I. Dünya Savaşı’nda Kafkasya, Çanakkale, Irak, Suriye – Filistin, Yemen – Hicaz, Kanal, Galiçya, Romanya ve Makedonya Cephelerinde savaşmıştır.
Wilson İlkeleri (8 Ocak 1918)
I. Dünya Savaşı’nın uzun, masraflı ve yıkıcı sonuçları savaşan tarafları oldukça yıpratmıştı. Her iki taraf da barışın yapılmasını arzu eder hale gelmişti. Bu ortamda Amerika Birleşik Devletleri Başkanı Woodrow Wilson barışın koşullarını ortaya koyan ilkelerini yayınladı. Bu ilkeler temel olarak savaş sonunda uyulması gereken kuralları belirleyerek, insanlığın daha fazla zarar görmeden barış içinde yaşamasını öngörmüştür.
Wilson İlkelerinin önemli maddeleri şunlardır:
  • Barış antlaşmaları ve diplomasilerde açıklık esas olacak.
  • Galip devletler, yenilen devletlerden toprak ve savaş tazminatı almayacak.
  • Bütün devletlerin egemenlik ve toprak bütünlüklerini karşılıklı olarak garanti altına alacak bir Miilletler Cemiyeti kurulacak.
  • Ülkelerin silahsızlanmasını sağlayacak yeterli garantiler getirilecek.
  • Ülkelerin karasuları dışında kalan denizlerde tam bir serbesti hakim olacak.
  • Ekonomik engellemeler mümkün olduğunca kaldırılacak.
  • Sömürgelerdeki sorunlar, halkın ve sömürgeci devletlerin çıkarları eşit olarak gözetilerek tam bir tarafsızlıkla halledilecek.
  • İşgal edilen Rusya, Fransa, Sırbistan, Karadağ, Romanya toprakları boşaltılacak.
  • Polonya ve Belçika bağımsız olacak, Avusturya – Macaristan halklarına muhtariyet altında gelişme imkanları sağlanacak.
  • Osmanlı Devleti’nin Türk olan kısımlardaki egemenliği sağlanacak, Türk olmayan milletlere kendi kendini yönetme hakkı tanınacak, Çanakkale Boğazı milletlerarası geçişe açık olacak ve milletlerarası kontrol altında tutulacak.
Wilson İlkelerinin Sonuçları
  • S Mağlup devletler Wilson İlkelerini sürekli barışın sembolü olarak görmüş ve barış için ümitlenmişlerdir.
  • S Anlaşma Devletleri kendi çıkarlarına ters düşen ilkeleri benimsememelerine rağmen, Amerika’nın desteğini kaybetmemek için kabullenmiş gibi görünmüş, yenilen devletlerden tamirat ve onarım adı altında savaş tazminatı almış, manda yönetimi altında sömürgecilik faaliyetlerini sürdürmüşlerdir.
Bu durum Anlaşma Devletleri’nin ilkeleri kendi çıkarlarına göre yorumladıklarını gösterir.
  • S İlkeler, Osmanlı toprakları üzerinde bağımsız bir Türk Devleti kurulmasını gündeme getirmiş, ancak azınlıkları bağımsız olma konusunda cesaretlendirmiştir. Bu durum Wilson İlkelerinin Osmanlı Devleti’ni milliyet esasına göre parçalamayı hedeflediğini gösterir.
Wilson bu İlkeleri yayınlayarak sömürgeciliği sona erdirerek dünyadaki bağımsız devlet sayısının çoğalmasını, böylece Amerika’nın dünya siyasetinde ve ekonomisindeki etkisini artırmayı da hedeflemiştir. Ancak bu ilkeler uygulanabilir olmaktan uzak olduğu için hedefine ulaşamamıştır.
Birinci Dünya Savaşı’nın Genel Sonuçları
  • Osmanlı, Almanya ve Avusturya – Macaristan İmparatorlukları ile Rus Çarlığı parçalanmıştır.
  • Polonya, Çekoslovakya, Yugoslavya, Litvanya, Macaristan ve Türkiye gibi yeni devletler kurulmuştur.
  • Dünya barışını korumak amacıyla Cemiyet-i Akvam (Milletler Cemiyeti) kurulmuş, sömürgeciliğin yerini manda yönetimi almıştır.
  • Sınırların çizilmesinde “milliyetçilik” ilkesine dikkat edilmemesi azınlıklar sorununa neden olmuştur.
  • Cumhuriyet rejimleri ağırlık kazanmış bazı ülkelerde rejim değişiklikleri olmuştur. Almanya, Türkiye, Bulgaristan ve Avusturya’da cumhuriyet Rusya’da ise sosyalist yönetimler kurulmuştur.
  • Osmanlı İmparatorluğu’nun yıkılması, Almanya, Avusturya – Macaristan ve Rusya’daki değişiklikler Orta Doğu ve Avrupa’da dengelerin bozulmasına ve otorite boşluğuna neden olmuştur.
  • İngiltere ve Fransa en önemli rakipleri Almanya’yı safdışı ettiler. Savaştan en kârlı çıkan devlet İngiltere olmuş, Almanya gücünü yitirmiştir.
  • S Ümmetçilik anlayışı sona ermiş, Araplar Osmanlı Devleti’nden ayrılmıştır.
  • İlk kez kimyasal silahlar, denizaltı ve tanklar bu savaşta kullanılmıştır. Kimyasal silahların ve uçakların kullanılması sivil savunma düşüncesinin doğmasında etkili olmuştur.
  • Savaş sonunda Almanya’ya çok ağır şartlarda antlaşma imzalatılması ve İtalya’ya savaş içerisinde vaadedilen toprakların verilmemesi İkinci Dünya Savaşı’na neden olmuştur. 

MONDROS ATEŞKESİ VE SONRASINDAKİ GELİŞMELER
Mondros Ateşkes Anlaşması
  1. Çanakkale ve İstanbul Boğazları açılacak, Karadeniz’e serbestçe girişin sağlanması yanında, buralardaki istihkamlar müttefikler tarafından işgal edilecektir.
  • Osmanlı Devleti’nin siyasi varlığı ve İstanbul tehdit altına girmiştir.
  • Anadolu ve Rumeli topraklarının bağlantısı kesilerek Osmanlı Devleti’nin toprak bütünlüğü bozulmuştur.
  1. Sınırların korunması ve iç güvenliğin sağlanması için gerekli görülecek askerlerin fazlası terhis edilecektir. Askeri kuvvetin sayısı Osmanlı Devleti ile İtilaf Devletleri arasında yapılacak görüşmelerden sonra kararlaştırılacaktır.
Osmanlı Devleti, askeri yönden savunmasız bir duruma getirilmiştir. Bu durum İtilaf Devletleri’nin işgallerini kolaylaştırmış ve Türk halkının silahlanarak direnişe geçmesine neden olmuştur.
  1. İtilaf Devletleri güvenliklerini tehdit edecek bir durum ortaya çıktığında herhangi stratejik bir noktayı işgal edebilecektir.
  • Ateşkesin en tehlikeli maddesidir.
  • İtilaf Devletleri’nin istedikleri takdirde bütün Anadolu topraklarını ve stratejik noktaları işgal edebileceklerini göstermektedir.
  • İtilaf Devletleri işgalleri bu maddeye dayanarak yapmışlar ve Wilson İlkelerine de ters düşmekten kurtulmuşlardır.
  1. Hükümet haberleşmeleri dışındaki bütün haberleşme istasyonları (telsiz, telgraf ve kablo) İtilaf Devletleri’nin denetimine verilecektir.
Bu maddeyle;
  • İtilaf Devletleri bütün haberleşme hatlarını ele geçirerek kendilerine karşı yapılabilecek organize hareketleri zamanında öğrenmeyi ve direnişleri bastırmayı amaçlamışlardır. Ayrıca, bütün istasyonların İtilaf Devletleri’ne bırakılması Anadolu topraklarının bütünüyle işgal edilebileceğinin belirtisidir.
  • İtilaf Devletleri haberleşme araçlarını ellerinde bulundurarak işgaller karşısında tepkilerin genişlemesini önlemek istemişlerdir.
  1. İtilaf Devletleri bütün liman ve tersanelerden faydalanabileceklerdir.
  2. Toros tünelleri, demiryolları ve deniz işletmeleri İtilaf Devletleri’ne bırakılacaktır.
  3. Denizciliğe, askerliğe ve ticarete ait maddelerin ve malzemelerin tahribi önlenecektir.
5. 6. ve 7. maddelerle İtilaf Devletleri, ağır ekonomik yükümlülükler koyarak Osmanlı Devleti’nin ekonomik bağımsızlığını elinden almıştır. Böylece, ayakta duramayacak olan Osmanlı Devleti’ni kendilerine bağımlı hale getirmeye çalışmışlardır.
  1. Vilâyat-ı Sitte’de (Erzurum, Van, Diyarbakır, Elazığ, Sivas, Bitlis) herhangi bir karışıklık çıktığında İtilaf Devletleri bu illeri işgal edebileceklerdir (Ateşkesin 24. maddesi).
24. maddenin İngilizce metninde altı vilayet “Six Armenian Vilayets” altı Ermeni vilayeti olarak geçmektedir. Bundan hareketle bu şehirlerin Ermenilere verileceği ve bölgede Ermeni Devleti’nin kurdurulacağı sezilmektedir. Ermeniler korunarak ileride kurulması planlanan Ermeni Devleti’ne ortam hazırlanmaya çalışılmıştır.
Osmanlı Devleti, Mondros Ateşkesi’ni imzalayarak kayıtsız şartsız İtilaf Devletleri’ne teslim olmuş ve fiilen sona ermiştir. Bu durumda Osmanlı Devleti çökmüş, galip devletlerin hakkında vereceği karara razı olmuş ve Anadolu’nun işgalini kabullenmiştir. İngiltere ise, tek başına ateşkesi imzalayarak Fransa ve İtalya’ya üstünlük sağlamıştır.
İşgallerin Başlaması
İtilaf Devletleri, Mondros Ateşkesi’nin hemen ardından Birinci Dünya Savaşı sırasında imzalanan gizli antlaşmaları yürürlüğe koymak için işgallere başladılar:
13 Kasım 1918’de 60 parçadan oluşan İtilaf Devletleri’nin donanması İstanbul’a geldi. Böylece Osmanlı Devleti’nin başkenti fiilen işgal edildi ve Osmanlı Hükümeti, İtilaf Devletleri’nin denetimine girdi. İtilaf Devletleri bir yandan da Boğazları işgal ederek bu bölgeye yerleştiler.
Osmanlı Devleti’ni Paylaşma Tasarıları
Birinci Dünya Savaşı’nın devam ettiği yıllarda, Osmanlı Devleti’nin yıkılmak üzere olduğunu gören İtilaf Devletleri, aralarında yaptıkları gizli antlaşmalarla Osmanlı topraklarını paylaştılar.
Birinci Dünya Savaşı sırasında İtilaf Devletleri arasında yapılan gizli antlaşmaları Rusya’daki Bolşevikler dünya kamuoyuna duyurdular. Bu nedenle gizli antlaşmaların uygulanması zorlaştı. Rusya’nın savaştan çekilmesinden sonra paylaşım planları değişikliğe uğramış, İtilaf Devletleri Rusya’ya bırakılan yerlerden Boğazları ortak yönetmeyi, Doğu Anadolu’yu parçalayıp buralarda yeni devletler kurmayı ve Ermenilere toprak vermeyi kararlaştırmışlardır. Gizli antlaşmalara en büyük tepki Wilson İlkelerinin yayınlanmasıdır. Mondros’tan sonraki işgaller gizli antlaşmaların bir sonucudur.
İzmir’in İşgali ve Sonuçları
Yunanlılar İtilaf Devletleri’nin koruyuculuğu altında 15 Mayıs 1919’dan itibaren İzmir’i işgale başlamıştır.
Rumların çılgın tezahüratları arasında İzmir’e giren Yunan kuvvetlerine ilk kurşunu atan gazeteci Hasan Tahsin, Batı cephesinde ilk Türk direnişini başlatmıştır. Yunanlılar İzmir’e girdikten sonra birçok insanı öldürmüşler, subay ve sivil memurları tutuklamışlar ve halka kötü muamele yapmışlardır.
İzmir’in İşgalinin Sonuçları
  1. Yunanlılara karşı silahlı direniş başlamış, Redd-i İlhak Cemiyeti’nin çalışmalarıyla Kuvay-ı Milliye birlikleri kurulmuştur.
  2. İzmir’e asker çıkaran Yunanlılar bölgede işgallere ve katliamlara başlamışlardır.
  3. Yerli Rumların taşkınlıkları artmış ve şehir Rumlar tarafından yağmalanmıştır.
  4. Anadolu’nun değişik yerlerinde İzmir’in işgalini protesto için mitingler yapılmıştır.
  5. İzmir’in işgal edilmesi tehlikenin ne kadar büyük ve yakın olduğunu ortaya koymuş ve Kurtuluş Savaşı’nın başlamasını hızlandırmıştır. 


KURTULUŞ SAVAŞI HAZIRLIK DÖNEMİ

HAVZA BİLDİRİSİ (Genelgesi)
Mustafa Kemal, İzmir’in işgalini Anadolu’ya duyurmak ve milli bilincin uyanmasını sağlamak için bir genelge yayımladı.
ü    İşgallere karşı protesto mitingleri yapılacak
ü    İt. Dev. Ve İstanbul hükümetine işgalleri kınayan telgraflar çekilecek.
Önemi:
-          Milli direniş bilinci ilk defa uyandırıldı.
-          Mustafa Kemal İstanbul’a çağırıldı. Mustafa Kemal, Amasya’ya hareket etti.

AMASYA GENELGESİ
ü    Vatan’ın bütünlüğü ve milletin bağımsızlığı tehlikededir. (Gerekçe)
ü    İstanbul hükümeti üzerine düşen görev sorumlulukları yerine getirememektedir. (İstanbul’a tepki)
ü    Milletin bağımsızlığını yine  milletin azmi ve kararı kurtaracaktır. (Yöntem-Milli Egemenlik)
ü    Sivas’ta milli bir kongre düzenlenecektir. (Her bölge üç delege gönderecek)
ü    Askeri birlikler ve milli güçler dağıtılmayacaktır.
ü    Her türlü denetimden uzak bir kurul oluşturulmalıdır. (Bir meclisin gerekliliği)
Önemi:
-      Kurtuluş savaşının gerekçesi, metodu, amacı açıklanmıştır.
-      Kurtuluş savaşı resmen ilanıdır.(ihtilal beyannamesidir. )
-      Milli egemenlik yolunda ilk adım
-      Mustafa Kemal İstanbul’a çağırıldı. 7-8 Temmuz 1919’da Mustafa Kemal görev ve askerlikten istifa etti.
ERZURUM KONGRESİ
ü Bölgesel amaçlı toplandı, alınan kararlar sayesinde milli bir  kongre oldu.
-      Milli sınırlar içinde vatan bir bütündür, bölünemez.
-      Geçici bir hükümet kurulacak  ve bu hükümetin milli bir kongre toplaması gereklidir.
-      Manda ve Himaye kabul edilemez. (İlk kez tam bağımsızlık hedeflendi)
-      Milli iradeyi hakim, Kuvva-i Milliye yi etkin kılmak esastır.
-      Azınlıklara ayrıcalık verilemez. Mebusan Meclisinin toplanmasına çalışılacaktır.
ü    Kongre sonunda Temsil Heyeti seçildi. Başkan Mustafa Kemal oldu.
Önemi:
-          İlk kez milli sınırlar ve milli devletten bahsedildi.
-          İlk kez savaşmaktan bahsedildi.
-          Kapitülasyonlara karşı çıkıldı.
BALIKESİR-ALAŞEHİR KONGRELERİ
üBölgesel niteliktedir.
üYunanlılara karşı silahlı direnişte ve Batı cephesinin kurulmasında etkili oldu.
SİVAS KONGRESİ
ü    Amasya ve Erzurum kararlarını uygulamak için toplandı.
ü    İstanbul hükümeti ve işgalciler, kongrenin toplanmasını engellemeye çalışmışlardır.
ü    Elazığ Valisi Ali Galip, kongreyi basmak ve M.Kemal’i tutuklamak için görevlendirildi.
-  Manda ve Himaye kesinlikle reddedildi.
-  Bütün yararlı cemiyetler “Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti” adı ile birleştirildi. (Yürütme yetkisi Temsil Heyetine verilmiştir)
-  Temsil Heyeti genişletildi. Yetkileri arttırıldı.
-  “İrade-i Milliye” adıyla bir gazete çıkarıldı.
Önemi:
üHer yönüyle milli bir kongredir.
üBağımsızlık yolunda atılan en önemli adımdır.
üM.Kemal, İstanbul hükümeti ile bütün bağlarını kesti. Damat Ferit paşa istifa etti. Ali Rıza Paşa geldi.
üBatı Cephesi oluşturuldu. (Komutan Ali Fuat Paşa oldu – Temsil Heyetinin ilk defa yürütme yetkisini kullanmasıdır)

AMASYA GÖRÜŞMELERİ
üAli Rıza Paşa’nın teklifi ile gerçekleşti.
üBahriye Nazırı Salih Paşa ile M.Kemal arasında bir protokol yapıldı.
üİstanbul hükümeti Sivas Kongresi kararlarını kabul edecek.
üMilletvekili seçimleri serbestçe yapılacak.
üTemsil Heyeti’nin görüşleri alınmadan barış yapılmayacak.
Not: Böylece İstanbul Hükümeti, milli mücadeleyi ve AveRMHC’ni hukuken kabul etti.

Son Osmanlı Mebusan Meclisi:
ü    Mebuslar Meclisi’nin açılması ile seçimler yapıldı. M.Kemal Erzurum milletvekili oldu.
ü    Mecliste, Felah-ı Vatan grubu oluştu.
ü    Misak-ı Milli kararları kabul edildi.                     (28 Ocak 1920).
ü     
MİSAK-I MİLLİ:
ü    Mondros imzalandığı andaki topraklar bir bütündür bölünemez. Batı Trakya, Kars, Ardahan ve Artvin’de Plebisit (halk oylaması-referandum) yapılacak.
ü    Kapitülasyonlar kabul edilemez.
ü    Azınlıklara, dışarıdaki Türkler kadar hak verilecektir.
-          Milli mücadelenin programı niteliğindedir.
-          Türk yurdunun sınırları çizildi.
-          16 Mart 1920’de Meclis kapatıldı.
TBMM’nin kurulması için harekete geçildi. 

SAVAŞLAR
GİZLİ ANTLAŞMALAR
İŞGALLER
CEMİYETLER
ÖZELLİKLERİ
Trablusgarp Savaşı (1911-12):
Osmanlı & İtalya
Uşi Antlaşması (1912)

Osmanlıyı Paylaşma Tasarıları:

1915 Boğazlar Antlaşması: Rusya’yı kendi yanlarında tutabilmek için İngiltere ve Fransa tarafından İstanbul, Boğazlar ve Marmara kıyıları Rusya’ya vaat edilmiş.
1915 Londra Antlaşması: 12 Ada ve G.Batı Anadolu, İtalyanlara vaat edilerek İtilaf devletlerinin yanına geçtiği antlaşmadır.
1916 Sykes-Picot Antlaşması: İngiltere ve Fransa’nın Osmanlı topraklarını paylaştıkları antlaşmadır. Çukurova, G.Doğu Anadolu, Musul ve Suriye çevresi Fransızlara, Irak İngilizlere bırakılacak. Diğer bölgelerde ise bir Arap devleti kurulacak.
1916 Petrograt Antlaşması: D.Anadolu ve Trabzon’a kadar olan Karadeniz kıyıları daha önceki bölgelere ek olarak Rusya’ya bırakılmıştır.
1916 Mac-Mahon Antlaşması: İngilizlerin Mısır valisi Mac-Mahon ile Hicaz Emiri Şerif Hüseyin arasında yapılmıştır. Arapların Osmanlı Devletine isyan etmelerine karşılık bağımsız bir Arap devleti vaat edilmiştir.

Not: Rusya’da Bolşevik ihtilali sonunda kurulan yeni rejim tarafından gizli antlaşmalar dünya kamuoyuna duyurulmuş, böylece uygulama alanı bulamamışlardır. 
İngiltere:
- Musul (İlk işgal edilen yer)
- İskenderun, Urfa, Antep, Maraş, Kars, Batum.
Not: Paris barış konferansına göre; Urfa, Antep, Maraş Fransa’ya bırakıldı.
Fransa:
- Dörtyol, Mersin, Adana.
- Urfa, Antep, Maraş.
İtalya:
- Antalya, Konya, Bodrum, Kuşadası, Fethiye, Marmaris.
Yunanistan:
- Uzunköprü, Hadımköy.
Çanakkale sav.Sonuçları:
* Savaş en az iki yıl uzadı.
* Bulgaristan İttifak devletleri yanında savaşa girdi.
* Gizli Ant.gündeme geldi.
* Rusya yardım alamayınca Çarlık rejimi zor duruma düştü ve 1917’de Bolşevik ihtilali oldu
* M.Kemal kahraman oldu.
Milli (Yararlı) Cemiyetler:
1. İzmir Müdafaa-i Hukuk:
İzmir’in işgalinden önce kurulmuş ve Rumların iddialarının yanlışlığını ispatlamaya çalışmıştır.
2. Reddi İlhak: İzmir’in işgalinden sonra silahlı direniş faaliyetlerinde bulunmuş ve Kuvva-i Milliye birliklerini kurmuştur. Balıkesir ve Alaşehir Kongrelerini düzenlemiştir.
3. Trakya Paşaeli: Mavri Mira’ya karşı Edirne’de kuruldu.
4. Trabzon Müdafaa-i Hukuk: Pontus Rumlarına karşı kuruldu. Erzurum kong. Sonra D.Anadolu Müdafaa-i Hukuk cemiyetine bağlandı.
5. Milli Kongre: İstanbul’da kuruldu. Basın-yayın yolunu kullandı. Kuvva-i Milliye tabirini ilk kez kullandı.
6. D.Anadolu Müdafaa-i Hukuk: Ermeni devleti kurulmasını önlemek için kuruldu.
7. Klikyalılar: Merkezi İstanbul’dur. Adana ve çevresinde Ermeni dev.kurmayı önlemek için kuruldu.   
Yararlı Cemiyetlerin Ortak Özellikleri:
* Bölgesel ve milliyetçidirler.
* İşgallere karşı kuruldular.
* Milli direniş bilinci uyandı.
* Azınlık çalışmasını önlemek
* Sivas kong.ile birleştiler.
Zararlı Azınlık Cemiyetlerinin Özellikleri
* İtilaf dev.tarafından destek.
* Osmanlıyı parçalama amacı.
* Ermeni, Rum ve Yahudi din adamları ve kiliseler yardımı.
* Bağımsız devlet kurmayı amaçladılar.
GENELGELER
Havza Bildirisi: Protesto.
Amasya Genelgesi: Program.
ErzurumKon:Bölgesel-Milli.
Balıkesir-Alaşehir Kong.:
Sivas Kong.: Milli(Ulusal).
Amasya Görşmesi: Tanınma.
Misak-ı Milli: Sınırlar ve Program.

Balkan Savaşları

I. Balkan Savaşı (1912-13):
Osmanlı & Karadağ, Yunanistan, Bulgaristan, Sırbistan.
Londra Ant. (1913)
II.Balkan Savaşı (1913):
Bulgaristan & Yunanistan, Romanya, Sırbistan, Karadağ, Osmanlı.

1913 Bükreş Ant.: Balkan Devletleri kendi arasında.
1913 İstanbul Ant.:
Osmanlı & Bulgaristan
1913 Atina Ant.:
Osmanlı & Yunanistan
1914 İstanbul Ant.:
Osmanlı & Sırbistan
I.Dünya Savaşı (1914-1918)
İtilaf Devletleri
İngiltere, Fransa, Rusya, Yunanistan, Japonya, Romanya, İtalya, Sırbistan, ABD
İttifak Devletleri
Almanya, Avusturya-Macaristan, İtalya (İtilaf olacak), Osmanlı, Bulgaristan
Cepheler:
Taarruz Cepheleri
-          Kafkas
-          Kanal
Savunma Cepheleri
-          Çanakkale
-          Irak, Suriye-Filistin
-          Hicaz-Yemen
Müttefiklere Yardım İçin
- Romanya, Makedonya, Galiçya.
I.Dünya Savaşı’nın Sonuçları
1. Yaklaşık 10 milyon insan hayatını kaybetmiştir.
2. Bazı büyük devletler yıkıldı, yeni devletler kuruldu (Avusturya, Macaristan, Yugoslavya, Polonya, Çekoslovakya).
3. Bazı devletlerde rejim değişikliği oldu (Rusya’da Komünizm, İtalya’da Faşizm, Almanya’da Nazizim, Türkiye’de Cumhuriyet).
4. Yeni silahlar kullanıldı (Uçak, tank, denizaltı).
5. Kurtuluş savaşına ve II.Dünya savaşına sebep olmuştur.
6. Milletler Cemiyeti kurulmuştur.  
ZARARLI CEMİYETLER
A.Azınlıkların Kurdukları:
1. Mavri Mira: Trakya, İstanbul ve Ege’yi Yunana bağlama amacındadır.
2. Etnik-i Eterya: 1894 yılında kurulmuştu. “Megalo İdea” hayali için çalıştı.
3. Rum Pontus: Karadeniz kıyı şeridinde büyük Pontus devletini kurmayı amaçladı.
4. Hınçak ve Taşnak: Wilson P.yararlanarak D.And ve Çukurova’da Ermeni dev.kurmak.
5. Makabi Alyans: Yahudilerin ayrıcalıklarının sürdürülmesi için kuruldu.

B. Milli Varlığa Düşman Cemiyetler:
1. Sulh ve Selamet-i Osmani: Padişaha bağlı.
2. Teali İslam: Hilafet ve Ümmetçiliğe bağlı.
3. Kürt Teali: D.And’da Kürt dev kurmak.
4. İngiliz Muhipleri: İngiliz mandası.
5. Wilson İlkeleri: Amerikan mandası.

KURTULUŞ SAVAŞI
Doğu Cephesi: Ermeniler ile Kazım Karabekir’in kuvvetleri çarpıştı. Gümrü Antlaşması Yapıldı. (2 Aralık 1920)
Güney Cephesi: Fransa ve Ermeniler ile savaşıldı. Ankara Ant. İle kapandı (TBMM-Fransa-20Ekim1921)
Batı Cephesi:
I.İnönü sav. Londra Konf., Moskova ant., Teşkilat-ı Esasi, Türk-Afgan Dostluk Antlaşması.
II.İnönü: Tekalif-i Milliye. Sakarya Sav.: Kars Ant, Ankara Ant.
Büyük Taarruz: Mudanya Ateşkesi.